Dilek Yıldırım

Tarih: 16.10.2025 18:41

Kıpır Kıpır Bir Zihin: Sessiz Bir Mücadelenin Hikayesi

Facebook Twitter Linked-in

Sınıfta kalemiyle oynayan, dalgın bakışlarını pencereden dışarıya çeviren bir çocuk düşünün…
Kimi öğretmen “dikkatini toplamıyor” der, kimi veli “çok yaramaz” diye yakınır.
Oysa belki de o çocuğun içinde kıpır kıpır bir beyin, görünmeyen bir sessiz mücadele vardır.

Bu çocuklar, tıpkı diğerleri gibi hayal kurar, öğrenir, üretirler.
Ama çoğu zaman dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) etiketiyle tanımlanırlar.
Ben bu tanıyı bir “engel” değil, farklı bir çalışma biçiminin adı olarak görüyorum. Çünkü DEHB, bir çocuğun tembel ya da isteksiz olduğu anlamına gelmez; sadece beyninin farklı bir ritimde çalıştığını gösterir.

Farklı Çalışan Bir Beyin

Bu çocukların düşünceleri bir konudan diğerine hızla geçer, enerjileri tükenmez.
Evet, bazen unutkandırlar, bazen aceleci… ama aynı zamanda inanılmaz derecede yaratıcı, meraklı ve özgün düşünen bireylerdir.
Biz yetişkinlerin göremediği ayrıntıları fark eder, sıradanın içinde olağanüstüyü bulurlar.

Ne yazık ki toplum olarak hâlâ hareketli çocuğu “yaramaz”, dalgın çocuğu “ilgisiz” diye etiketliyoruz.
Bu etiketler, onların içindeki güveni sessizce zedeliyor.
Bir çocuğa “Sen zaten dikkatini toplayamıyorsun” dediğimizde, o çocuk bir süre sonra buna inanmaya başlar.
Ama “Senin beynin harika çalışıyor, sadece farklı bir yoldan öğreniyorsun” dediğimizde, içinde bir umut filizlenir.

Bir Bakış Her Şeyi Değiştirir

Bir öğretmenin sabrı, bir annenin anlayış dolu bakışı, bir babanın güven veren sesi...
İnanın, bir çocuğun hayatını değiştirmeye yeter.
Çünkü bu çocukların ihtiyacı cezaya değil, anlaşılmaya, doğru yönlendirmeye ve güvene dayanır.

Kimi zaman kıpır kıpır halleri yaramazlığın değil, içlerindeki enerjiyi ifade etme çabasıdır.
Defterine çizdiği karalamalar, zihninin karmaşasını düzenleme denemesidir.
Sürekli konuşması, sessizliğin içindeki gürültüyü bastırma yoludur.

Farklı Düşünen Beyinler

Toplum olarak artık bu çocukların sesini duymayı öğrenmeliyiz.
Çünkü onlar geleceğin sanatçıları, bilim insanları, mucitleri olabilir.
Yeter ki biz onlara “hata yapan çocuklar” olarak değil,
“farklı düşünen beyinler” olarak bakalım.

Unutmayalım, her çocuk aynı kalıba sığmaz.
Bazıları koşarak öğrenir, bazıları hayal kurarak…
Ama hepsi, istisnasız, anlaşılmayı hak eder.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —