“Tek ülke, tek millet, tek ordu, tek Suriye”
Kulağıma ilişen bu cümleye önce kulak kabarttım, sonra gözlerimi kısmaya başladım.
Tanıdık bir ahenk vardı…
Tonlaması bizdendi. Manası, harfiyen Türkiye’nin Suriye sahasında verdiği mücadeleyi yansıtıyordu.
Dedim ki kendi kendime:
“Herhalde Sayın Cumhurbaşkanı bir açıklama yaptı yine…”
Ama hayır.
Ne Ankara’dan bir açıklamaydı bu, ne de Dışişleri’nin olağan bir bildirisi.
Mikrofonun başındaki isim, bir Amerikalı: Tom Barrack.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi. Aynı zamanda Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi.
Ama ondan da öte: Trump’ın şahsi dostu, güvendiği kadrosunun merkezindeki isimlerden biri.
Ve öyle laflar etti ki, adeta Türkiye adına konuştu.
“Suriye için hepimiz uzlaşmalıyız ve şu sonuca varmalıyız:
‘Tek ülke, tek millet, tek ordu, tek Suriye.’”
Bu cümle, sadece bir bölgeye dair fikir değil, ABD’nin bölge politikalarındaki ağırlık merkezinin kaydığına dair açık bir göstergedir.
Türkiye’nin Tezleri, Amerikan Diliyle
Tom Barrack devam ediyor:
“SGD’nin Suriye ordusu içinde ayrı blok olma ısrarı büyük bir sorun.”
“Federalizm bölgede işe yaramıyor.”
“SGD için tek bir yol var: Şam.”
Yani ne diyor Barrack?
Türkiye yıllardır ne söylüyorsa, artık Amerika da onu söylüyor.
Bugüne dek “PKK silah bırakıyor ama Suriye’de siyasi varlık sürdürecek” diyen çevreler vardı.
O tezler çöktü.
Amerika’nın kendisi söylüyor: Bu yapının ayrı bir statüde var olması mümkün değil.
Türkiye Oyunu Yazıyor
Bu noktada durup şunu sormak gerekir:
Ne değişti?
Neden şimdi bu açıklamalar yapılıyor?
Çünkü artık Türkiye eski Türkiye değil.
Sınırlarının hemen ötesinde sadece savunma yapan değil, yeni denklem kuran bir ülke.
Suriye haritasında Ankara’yı yok sayarak cümle kurmak mümkün değil.
Ve bunu sağlayan en büyük faktör:
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı ve sarsılmaz liderliği.
Erdoğan’ın bölgeye yönelik kararlı hamleleri sayesinde, Afrin’den Tel Abyad’a, Kandil’den Fırat’ın doğusuna kadar kurulan senaryolar birer birer bozuldu.
Ama unutulmaması gereken bir başka isim daha var:
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli.
Soğukkanlı, ilkeli ve devlet aklıyla hareket eden tavrıyla, Türkiye’nin beka meselesine çizilen net sınırların arkasında durdu.
Bahçeli’nin liderliği, Cumhur İttifakı’nın stratejik derinliğini tamamlayan kuvvetli bir eksendir.
Bu iki liderin kurduğu milli irade çatısı sayesinde, bugün Türkiye sadece bölge politikalarının nesnesi değil; doğrudan öznesi haline gelmiştir.
Barrack İstisnadır
Normalde bir ABD’liye sempati duymam.
Diplomasi çoğu zaman maskedir.
Ama Tom Barrack, bu kuralın istisnası olabilir.
Net konuşuyor.
Diplomatik sisli alanlara kaçmadan hakikatin altını çiziyor.
Bu yüzden diyorum ki:
Tom Barrack, Amerikan ağzından dökülen Türk cümlelerinin tercümanıdır.
Ama esas mesele, bu sözlerin Washington’dan gelmesi değil.
Bu sözlerin mecburen oraya kadar ulaşmasıdır.
Ve bu, ancak sahada ve masada millî irade ile yürüyen bir Türkiye’nin sonucudur.
Dilerim nazara gelmesin.
Ama artık herkes şunu bilmeli:
Bu coğrafyada kim oyun kurmak istiyorsa, önce Ankara’nın masasını tanıyacak.