Doping Medya Reklam
artı5tv youtube reklamı

Aydoğan Yüce

Brexit sonrası kendine yeni bir dış politika vizyonu çizen Londra, “Küresel Britanya” stratejisinin bir parçası olarak Kıbrıs’a yeniden odaklanmış görünüyor.
Peki İngiltere, neden şimdi, neden Kıbrıs?

Tarihten Gelen Üsler, Geleceğe Uzanan Planlar

İngiltere, Kıbrıs'taki Sovereign Base Areas (SBA) - Egemen Üs Bölgeleri - olan Akrotiri ve Dhekelia'yı 1960'ta, Kıbrıs Cumhuriyeti bağımsızlığını kazanırken elinde tutmuştu.
Bu iki üs, Soğuk Savaş boyunca Doğu Akdeniz'deki NATO faaliyetleri için kritik önemdeydi.

Ancak son yıllarda üslerin önemi sadece askeri değil, aynı zamanda istihbaratsiber güvenlik ve enerji koridorları açısından da arttı.
Özellikle Akrotiri Üssü, Ortadoğu'ya yönelik İngiliz hava operasyonlarının merkez üssü haline geldi. Suriye ve Irak'taki hava saldırılarının pek çoğu buradan yönetildi.

Brexit ve Yeni Bir Güç Arayışı

2016'da Brexit ile Avrupa Birliği'nden ayrılan İngiltere, sadece ekonomik değil, jeopolitik anlamda da bir boşluğa düştü.
AB ortak savunma projelerinden uzak kalan Londra, bu eksikliği Atlantik ötesi ilişkileri güçlendirerek ve küresel üs ağını genişleterek telafi etmeye çalışıyor.

Bu bağlamda Kıbrıs, İngiltere için üç büyük avantaja sahip:

  • Avrupa’ya yakınlık,
  • Ortadoğu’ya erişim,
  • Doğu Akdeniz’de artan enerji rekabetinin tam merkezinde olma.

Son dönemde yapılan altyapı yatırımlarıdijital ve uydu istihbarat tesislerinin genişletilmesi ve havaalanı modernizasyonları bu stratejik dönüşümün somut adımları.

Doğu Akdeniz'in Yükselen Değeri

Kıbrıs, yalnızca üsler için değil, aynı zamanda Doğu Akdeniz'deki doğalgaz yatakları nedeniyle de jeopolitik bir merkez haline geldi.
İsrail, Mısır ve Yunanistan'ın yürüttüğü enerji iş birlikleri, ABD'nin bölgeye artan ilgisi ve Türkiye'nin Mavi Vatan doktrini, Kıbrıs'ın çevresinde yeni bir güç mücadelesi yarattı.

İngiltere, üslerini güçlendirerek bu enerji savaşında da dolaylı bir rol üstlenmek istiyor.
Aynı zamanda İsrail ile Güney Kıbrıs arasında derinleşen askeri iş birliğini dikkatle izliyor.

Türkiye ve KKTC İçin Ne Anlama Geliyor?

İngiltere'nin Kıbrıs'taki askeri varlığını artırması, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti açısından da dikkatle izleniyor.
Özellikle Akrotiri Üssü'nün olası genişlemesi, Türkiye'nin Adana-İncirlik Üssü ve Mersin-Lefkoşa hattındaki savunma planlamalarını etkileyebilir.

KKTC makamları zaman zaman İngiltere’nin üs faaliyetlerinin "Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını göz ardı ettiği" yönünde açıklamalarda bulunuyor.
Ancak Londra, üslerin yalnızca "savunma amaçlı" olduğunu ve "taraf tutmadığını" savunuyor.

Gerçek ise şu:
İngiltere, üsleriyle sadece Akdeniz'de değil, dünya sahnesinde yeniden görünür olmaya çalışıyor.

Gizli Diplomasi ve ABD Bağlantısı

Son aylarda sızan bazı diplomatik raporlar, İngiltere'nin ABD ile üslerin ortak kullanımını artırmak üzerine görüşmeler yürüttüğünü ortaya koyuyor.
Bu da Kıbrıs'ın, yalnızca İngiliz askeri stratejisinin değil, aynı zamanda NATO'nun yeni doğu kanat savunma hattının bir parçası haline getirileceği yorumlarını güçlendiriyor.

Kısacası, Kıbrıs'taki üsler artık sadece Londra'nın değil, Washington'un da yakın takibinde.

Türkiye Neden Egemen Bir Üs Sahibi Olmalı?

Bugün İngiltere'nin Kıbrıs'taki Egemen Üs Bölgeleri (SBA) üzerinden sağladığı güç, yalnızca askeri değil, diplomatik ve ekonomik bir etki alanı da yaratıyor.

Egemen üs, bulunduğu ülkenin toprakları üzerinde sadece kullanım hakkına değil, tam yasal egemenliğe sahip olunan üs anlamına geliyor.
Yani üs arazisi üzerinde, ev sahibi devletin değil, doğrudan üs sahibi ülkenin yasaları ve yönetimi geçerli oluyor.

Bu statü:

  • İstihbarat ağlarının kurulmasında tam serbestlik,
  • Hızlı askeri harekât kabiliyeti,
  • Bölgesel krizlere doğrudan müdahale imkânı,
  • Uluslararası müzakerelerde güç çarpanı olma avantajı sağlıyor.

Türkiye, KKTC ile olan özel ilişkisine ve askeri varlığına rağmen, Kıbrıs'ta teknik anlamda bir egemen üs statüsüne sahip değil.
Böylesi bir statü elde etmek:

  • Türkiye'ye Doğu Akdeniz enerji savaşlarında daha güçlü bir kart,
  • NATO içinde daha özerk bir hareket alanı,
  • Ege ve Akdeniz'deki deniz yetki alanı mücadelelerinde daha caydırıcı bir diplomatik koz kazandırabilir.

Ayrıca Türkiye'nin Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz politikasında yeni bir stratejik derinlik oluşturur.

Ancak bunun gerçekleşmesi, sadece diplomatik değil, askeri ve hukuki zeminlerde de uzun ve zorlu bir süreci gerektiriyor.

Peki Bundan Sonra Ne Olacak?

  • İngiltere, Kıbrıs üslerini sadece savunma amaçlı mı kullanacak, yoksa bölgesel operasyon merkezine mi çevirecek?
  • Türkiye ve KKTC bu değişimi nasıl dengeleyecek?
  • ABD, Fransa ve İsrail gibi aktörlerin Akdeniz'deki hareketliliği, İngiltere'nin planlarını nasıl etkiler?
  • Ve Türkiye, Doğu Akdeniz’de tam anlamıyla kendi "egemen üssünü" kuracak bir diplomatik yol haritası oluşturabilecek mi?

Sorular çok, cevaplar henüz net değil.
Ama bir gerçek var:
Kıbrıs, yine bir küresel satrancın merkezinde sessizce yerini alıyor.


İngiltere'nin Kıbrıs'taki Üslerini Genişletme Planı: Neden Şimdi?

Birleşik Krallık, Kıbrıs'taki askeri varlığını sessiz ama kararlı adımlarla büyütüyor. Ve bu hamle, yalnızca Akdeniz'in sıcak rüzgarlarında değil, küresel dengelerde de dalgalanmalar yaratıyor.

15.08.2025 14:24:00

artı5tv youtube reklamı