Dünya’nın gözü Ankara-İstanbul-Antalya aksında atılan diplomatik adımlarda. Türkiye’nin diplomatik adımları tesis edici yönü bir kez daha masalarda anlam kazanıyor.Değişen dönüşen ve dahi yeni bir sisteme evrilen dünya kritik dönüşümlerin eşiğinde. Söz konusu kritik dönüşümlerse Türkiye merkezli ilerlemeye devam ediyor.Yoğun diplomasi trafiğinin Türkiye hattından akıyor olması, dış politikadaki tesis edici tavrımızı kez daha akıllara getiriyor.Görüşmelerden müzakerelere değin amaçlanan barış hareketinde sona mı geliniyor? Söz konusu soru tek bir savaşın gündemde olmadığı çoklu cephelerin olduğu 21.yy'dan tek bir cevabı olmayan çoğul bir soru. Bu sorunun cevabına yönelikse NATO Dışişleri Bakanları Gayri Resmi Toplantısı’ndan sonra açıklama yapmak üzere kamera karşısına geçen Sayın Bakan Hakan Fidan,Ukrayna özelinde karşılıklı tavizler sonucu barışın gerçekleşebileceğini vurguladı.Barış için gerekli iradenin gösterilmesini ifade eden Fidan açıklamalarına, adil ve kalıcı barışa müzakereler yoluyla ulaşılabileceğini söyledi. İlk günden bu yana barışa giden yolda her türlü girişimi gösteren Türkiye, atmakta olduğu adımlarla da bunu kanıtlamaktadır. Toplantının NATO’nun tesis ediciliğinde gerçekleştirilmesine yönelik Türkiye’nin rolüne ilişkin Sayın Bakan Hakan Fidan’ının Avrupa güvenlik mimarisinde son derece önemli bir rol oynayan Türkiye vurgusu da barış aksının Türkiye üzerinden temellendirilmesine yönelik önemli bir nedeni açıklamış oldu.Öte yandan Ankara’da Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan tarafından karşılanan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, kritik açıklamalarda bulundu.Rusya’ya karşın açıklamaları dikkat çekti.Savaşın seyri barışın eşiğine mi takıldı? sorularını akıllara getiren Zelenski sürece dair Rusya’yı eleştirdi.Devam eden görüşmeler, yapılan açıklamalar, yürütülen diplomasi trafiği ve süreğen bir biçimde değişen son dakika bilgileri sürecin nereye evrileceği noktasında karmaşayı da beraberinde getiriyor. Ancak Sayın Bakan Hakan Fidan’ın “umutlu olmak için yeterince sebebimizin bulunduğuna inanıyorum” cümlesi, karmaşanın önündeki çözümü de işaret ediyor.Dünya gündeminin söz konusu olduğu toplantıda Suriye’nin istikrarı da gündemdeydi.Suriye’nin istikrar ve güvenliğinin sağlanmasının bir öncelik teşkil ettiği noktasında da mutabıkız diyen Sayın Bakan Hakan Fidan, söz konusu hedefe ulaşılmamasıküresel düzeyde sorunlar ortaya çıkartacaktır ifadeleriyle devam etti.Ortak bir çaba vurgusunu yapan Sayın Bakan, istikrara giden yolda birlikte hareket etmenin önemine işaret etti.Kolektif bir çaba gereksinimi ilgili açıklamalarda doğrudan görülüyor. Ve bu noktadaTürkiye’nin de kolektif bir çabanın tesisinde oynadığı kritik rol gözler önünde.Görüşmelerden müzakerelere değin amaçlanan barış hareketinde sona mı geliniyor? Sorusunun bir diğer yanıtı İsrail-Gazze hattından cevap buluyor. Ancak Ukrayna kadar umudun olmadığı ve görece daha belirsiz bir iklimin yaşandığı Gazze için durum bambaşka bir boyutta.Basın açıklamasında konuya değinen Sayın Bakan Hakan Fidan,“Türkiye olarak bölgesel barış ve istikrarın tesisi için ateşkese yönelik tüm çabaları desteklemeye devam edeceğiz. Ateşkesin ardından Gazze’nin yeniden imarı ve iki devletli çözüm tesisi için de üzerimize düşeni yapmaya hazırız” ifadelerini kullanan Sayın Bakan,yoğun diplomasi trafiğinde Türkiye’nin Gazze meselesine ilişkin tutumunu bir kez daha gözler önüne serdi.Aktör ve dahi ev sahipliği tutumu barıştan yana konumlanıyor.Dünya diplomasi trafiğindeki en kritik konuların güncel olarak yansıması bu şekilde.Türkiye’nin ilk günden bu yana birçok meselede barışa ve istikrara yönelik tesis edici tavrı,dünyanın konjonktürel bakışında önemli bir yeri de beraberinde getiriyor.Türkiye, tarihi dönüm noktalarına arabulucu niteliği ve tesis ettiği diplomatik adımlarla barıştan yana bir kez daha tavır alıyor.Her an değişimin eşiğinde var olan söz konusu meseleler, birçok noktada barışı ve istikrarı getirebilecek bir konumda akmaya devam ediyor.Kırılgan ve dahi hassas bir dengenin varlığında diplomatik adımlarla var olan Türkiye,stratejik halini korumaya devam ediyor.