Özellikle açık tenli bireyler ve hassas cilt yapısına sahip kişiler için durum çok daha kritik.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nazmi Geyik uyarıyor: "Güneş ışınlarının en dik geldiği saatler olan 10:00–16:00 arası cildin en fazla zarar gördüğü zaman dilimidir. Bu saatlerde doğrudan güneş ışığına maruz kalmak, hem kısa vadede güneş yanıklarına hem de uzun vadede cilt kanserine neden olabilir."
Açık tenli, sarışın ya da kızıl saçlı bireyler, çilleri olanlar ve ailesinde cilt kanseri öyküsü bulunanlar UV ışınlarına karşı daha duyarlıdır. Dr. Geyik’e göre bu gruptakiler ekstra dikkatli olmalı:
“Bu bireylerde cilt, ultraviyole ışınlara karşı savunmasızdır. Güneşe fazla maruz kalmaları durumunda hücre hasarı ve kansere dönüşme riski daha yüksektir.”
Güneş ışınlarının sadece küçük bir kısmı ultraviyole (UV) ışınlarından oluşur. Ancak bu küçük yüzde, cilt üzerinde büyük hasarlara neden olabilir.
"UVA ışınları cildin derin katmanlarına nüfuz ederek yaşlanma, leke ve DNA hasarına yol açarken; UVB ışınları ise güneş yanıklarının asıl sorumlusudur. UVC ışınları ise ozon tabakası tarafından tamamen süzüldüğü için bize ulaşmaz" diyor Dr. Geyik.
Güneş ışığı vücudun D vitamini üretmesi için gereklidir. Ancak bu faydayı alabilmek için saat, süre ve maruziyet şekli çok önemlidir.
"Güneş, cilt için hem dost hem düşman olabilir" diyen Dr. Geyik şöyle devam ediyor:
“Önemli olan, ne zaman ve ne kadar güneşe çıktığımızdır. Bilinçli ve koruyucu davranışlar, güneşin zararlı etkilerini en aza indirir.”
Güneşin tadını çıkarırken bilinçli davranmak, cilt sağlığı için hayati öneme sahiptir. Yaz mevsiminin keyfini güvenle sürdürebilmek için önlemlerinizi alın, cildinizi ihmal etmeyin. Unutmayın, korunmayan her güneşlenme, ileride pişmanlıkla sonuçlanabilir.