Avcı'ya göre YKS sürecinde yalnızca öğrenciler değil, aynı zamanda milyonlarca anne, baba ve öğretmen de bu maratona eşlik ediyor. Ancak bu uzun yolculuğun asıl kahramanı öğrencinin kendisi:
"Her yıl binlerce genç aynı hedefe yürür ama farkı yaratan şey daha çok bilgi değil; süreci nasıl yönettikleridir," diyor Avcı.
Haziran ayına kadar sürecek bu dönemin, öğrenciler için 'dengeyi koruma evresi' olduğunu belirten Avcı, doğru bir planın ilk adım olduğunu söylüyor.
Bir çalışma planında yalnızca ders saatlerinin değil, uyku, egzersiz, dinlenme ve sosyal zamanın da yer alması gerektiğini vurguluyor:
"Uykusuz bir beyin öğrenemez; yorgun bir zihin bilgiyi tutamaz. Plan, sadece çalışmayı değil, yaşamı da kapsamalıdır."
YKS hazırlığında yapılan deneme sınavlarının yalnızca bir ölçme aracı olmadığını, aynı zamanda öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu hatırlatan Avcı, öğrencilerin net sayılarına değil, netlerin nedenine odaklanmaları gerektiğini belirtiyor:
"Yanlışın nedeni bilgi eksikliği mi, dikkatsizlik mi, yoksa zaman yönetimi mi? Bu sorulara dürüstçe yanıt verebilen öğrenci, gelişimi yakalar."
Öğrencilerin sıklıkla yeni konulara yönelerek hataya düştüğünü dile getiren Avcı, öğrenmenin kalıcılığı için planlı tekrarın şart olduğunu ifade ediyor.
Haftalık tekrar günlerinin belirlenmesi ve özellikle temel derslerdeki eksiklerin küçük adımlarla tamamlanması gerektiğini vurguluyor:
"Unuttuğunu fark etmek, hatırlamanın başlangıcıdır."
Psikolojik dayanıklılığın da sınav başarısında akademik bilgi kadar önemli olduğunu söyleyen Avcı, kaygının tamamen yok edilmesi gereken bir duygu olmadığını, doğru yönetildiğinde motivasyon kaynağına dönüşebileceğini belirtiyor.
Nefes egzersizleri, kısa yürüyüşler ve pozitif iç konuşmalarla öğrencilerin kaygıyı dengeleyebileceğini anlatıyor:
"Kendinle konuşurken nazik ol. 'Başaramam' değil, 'elimden gelenin en iyisini yapıyorum' de."
Avcı, öğrencilerin çevresindeki insanların ruh hâlini büyük ölçüde etkilediğini hatırlatıyor. Negatif konuşmaların öğrencinin enerjisini düşürdüğünü, bunun yerine destekleyici ve motive edici bir çevreyle zaman geçirmenin önemine dikkat çekiyor.
Aile içi huzurun da sınav başarısına doğrudan etki ettiğini belirtiyor:
"Zihin karmaşasını azaltmanın en iyi yolu, çevresel gürültüyü susturmaktır."
Her öğrencinin kendi biyolojik ritmini tanımasının gerekliliğine değinen Avcı, sabah verimli olan bir öğrencinin ağır dersleri sabah saatlerine, tekrarları akşama bırakabileceğini söylüyor.
Pomodoro gibi kısa ve odaklı çalışma yöntemlerinin dikkati güçlendirdiğini ekliyor:
"Plan katı değil, esnek olmalı. Çünkü katılık motivasyonu değil, stresi artırır."
Avcı, öğrencilerin en sık yaptığı hatalardan birinin "dinlenmeyi ertelemek" olduğunu vurguluyor.
Kısa molaların, müzik dinlemenin veya sevdiklerle geçirilen birkaç dakikanın bile beyni yeniden odakladığını söylüyor:
"YKS sadece sınav değil; kendini tanıma sürecidir. Kendi ritmini bulabilen öğrenci, sadece sınavı değil, hayatı da kazanır."
Yazısının sonunda Meryem Avcı, öğrencilerin sınav maratonunda bilgi kadar kendini tanımanın, duygularını yönetmenin ve sabırlı olmanın da başarıyı belirlediğini hatırlatarak şöyle sesleniyor:
"Haziran'a kadar bu dengeyi koruyabilen her öğrenci, sadece üniversite sınavını değil; hayatın zorluklarını da yönetme gücünü kazanır."