Konser, sanatçının "Ben Ne Yangınlar Gördüm" gibi dinleyicilerin hafızasında yer etmiş parçalarıyla başladı. Ancak geceye asıl damgasını vuran, Ebru Yaşar'ın Anadolu'nun farklı yörelerinden, özellikle de Mardin türkülerinden oluşan seçkisi oldu. Seyirci, her bir notada kendini buldu ve binlerce dil, sahneden yükselen bu ezgilerle bir ağız oldu.

Ebru Yaşar, seyirciye olan bağını samimi sözlerle pekiştirdi. Mardin'i "Türkiye'nin altın şehri" olarak nitelendiren Yaşar, "Şehrin kendisi altın ama sizlerin kalbi, yanında bambaşka bir değer taşıyor. Huzurunuzda olmak, sizlerle bu anı paylaşmak tarifsiz. Sizler şahanesiniz," diyerek Mardin halkına olan sevgisini iletti. Bu samimi ifadeler, seyirciden büyük bir coşku ve alkışla karşılandı.

Sanatçı, sadece sesiyle değil, sahne performansı ve özenli tercihleriyle de dikkat çekti. Mardin'in geleneksel takılarını özenle taşıyan Yaşar, bu küçük dokunuşla şehrin kültürüne ve ruhuna olan saygısını gösterdi. Bu detay, konseri yalnızca bir müzik etkinliği olmaktan çıkarıp, kültürler arası bir köprü haline getirdi.
Mardin Kültür Yolu Festivali, Ebru Yaşar'ın büyüleyici performansı sayesinde, müziğin ve kültürün nasıl iç içe geçebileceğini bir kez daha gösterdi. Gece, hem sanatçı hem de seyirci için unutulmaz bir anıya dönüştü.
